Connect with us
istanbul escort kuşadası escort bayan bursa bayan escort

Balıkçılık

İMEKA Denizcilik ve Balıkçılık Hareketi Derneği faaliyetlerine başladı

Published

on

Türkiye’nin önemli sektörlerinden balıkçılık için yeni bir adım daha atıldı. Eski DTO Balıkçılık Odası Kurucu Başkanı Tuncay Şeker önderliğinde İç Sular, Marmara, Ege, Karadeniz, Akdeniz Bölgeleri (İMEKA) Denizcilik ve Balıkçılık Hareketi Derneği kuruldu. Kuruluş toplantılarını 2 Temmuz’da yapan dernek 3 Temmuz’da Türkiye’nin önemli balıkçılık işletmelerinin de yoğun katılımıyla balıkçılıkta yaşanan sorunları konuştular. Filika Haber’in de yerinde takip ettiği toplantıda balıkçıların sorunları çözümlenmek için dinlenilip listelendi.

3 Temmuz’da yoğun katılımın gerçekleştiği toplantıya balıkçıların yanısıra CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, DTO Balıkçılık Odası Başkanı Murat Kul ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nden temsilciler de katıldı. Toplam 29 ili kapsayan derneğin faaliyetlerinin artarak devam edeceği bildirildi.

“BALIKÇILIK SEKTÖRÜNÜN ŞEFİ OLACAĞIZ”

Tuncay ŞEKER

Filika Haber’e özel açıklamalarda bulunan Kurucu Başkan Tuncay Şeker, “Denizi balıkçılardan iyi kimse koruyamaz” dedi. Denize yüklü miktarlarda yatırım yaptıklarını belirten Tuncay Şeker, şöyle konuştu:

Biz bu derneği kuracağımız zaman bize başka örgütlenmeler olduğu bu derneğe gerek olup olmadığı soruldu. Ben bu sorulara bir örnekle cevap verdim. Dünya çapında büyük orkestralar ve muazzam yetenekli insanlar var. Fakat bu insanları doğru bir şekilde yönetmezseniz doğru düzgün bir eser ortaya koyamazlar. Bir orkestra şefi bu insanların karşısına geçip maestro dediği zaman harikalar yaratırlar. Balıkçılık sektörü de böyle bir durumda. Biz bu sektörün orkestra şefi olup maestro diyeceğiz.

Denizi balıkçılardan iyi kimsenin koruyamayacağını anlatacağız. Çünkü biz bu denize yatırım yapıyoruz. İnsan tüketeceği bir denize yatırım yapar mı? Gidin ve tersanelere sorun “Bir teknenin maliyeti ne kadar?” diye. Ben size söyleyeyim kuru bir teknenin maliyeti 1 Milyon dolar. Biz yok edeceğimiz ya da korumayacağımız bir denize neden böyle bir yatırım yapalım. Bu fiyat ek masraflarla birlikte çok daha fazla artıyor.

Denizleri bizim kirlettiğimizi balığı bizim bitirdiğimizi söylüyorlar. Bunlar bu işi bilmiyor. Denizlerin kirlenmesinin de ısınmasının da sebebi karasal kirliliktir. Basit bir örnek olarak HES’leri örnek verebiliriz. Hem denize ulaşması gereken balık besinlerini öldürüyorlar hem de makinelerini soğutup sıcak suyu denize veriyorlar. Bu da denizlerde gelen sıkıntıları tetikliyor. Ben geçen sene Karadeniz’de balığın büyümeyeceğini söyledim bunu öngördüm ve büyümedi. Hamsi neden büyümedi? Geçen sene Karadeniz’de hamsi avına çıktım. Aldığımız örneklerde elimizde metrelerle balık ölçtük. Balıkların boyu 9 santim ama balık tığ gibi. Çünkü balığın besleneceği plankton denizde kalmamış. Belirli kesimlerde palamutlar büyüdü onlar da hamsi yiyerek büyüdüler. Marmara da meydana gelen müsilajın sebebi de bilimsel olarak açıklandığı gibi karasal kirlilik.

“AVLANACAK YERİMİZ KALMADI”

Murat KUL

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açılış konuşmaları yapılan toplantıda ilk söz alanlardan biri de Murat Kul oldu. Kul, toplantıya destek vermek için Ankara’ya geldiğini belirterek, “Aynı tavanın balığıyız. Bu yola da birlikte çıktık. Eğer balıkçılık için biri bir şey yapıyorsa bunan destek vermeliyiz” dedi.

Murat Kul şu ifadeleri kullandı:

Buraya gelmekte hepimizin amacı aynı. Denizde rahat rahat balık tutup sıkıntı yaşamamak için buradayız. Ekmeğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz, hepimizin teknesinde 30 kişi çalışıyor. Kendimizi anlatamıyoruz.

Örneğin sigorta sorunlarını yıllardır yaşıyoruz. Bununla ilgili SGK’ya da gittik. Onlara “Denizdeki çalışma şartları karadakinden farklı bazen 1 hafta çalışmıyoruz bazen 10 gün boyunca çalışıyoruz” dedik. Buna ayrı bir düzenleme getirilmesini istedik. Acilen yapılması gerekenlerden biri bu. Çünkü çalışan sayımız belli değil. Yetiştiriciler eline bir dosya alıp bakanlığın önüne koyuyor ve 50 bin çalışanım var diyor. Biz 100 bin çalışan tayfayı gösteremiyoruz. Bunlar hep sıkıntı.

Burada bir dernek kuruldu. Birlikler olur bu iyi bir şey. Birlikten kuvvet doğar. Zaten biz mesleğimize sahip çıkmazsak kimse sahip çıkmaz. Yetiştiricilik ön plana çıkıyor. Yetiştiricilik zaten olsun buna karşı değiliz. Kotalı bir şekilde olmasının biz de arkasındayız. Fakat bizim bugün avlak sahalarımıza giriliyor. Avlanacak yerimiz kalmadı. Her gün yasakçı bir zihniyetin konuştuğunu görüyoruz. 4-5 takip cihazıyla beraber denize açılan teknelere bir de “Oraya giremezsin. Buraya giremezsin” deniliyor. Kaçakçılar istediğini yaparken dürüst olanlar madur oluyor.

Ben üniversiyi bitirip bu işe başladım. Balıkçılık üniversiteden çıkıp yapılacak bir iş değil. Hepimiz genç yaşlarda bu işe başladık. Yüksek eğitimlerimiz olmamasına rağmen balıkçılığı bir yerlere getirmeye çalışıyoruz. Milyon dolarlık yatırımlar yapıyoruz. Gerçekten büyük işler yapıyoruz ama bunu anlatamıyoruz. 4.5 ay tekneleri bağladık. Hangi fabrikayı bu kadar uzun süre kapatabilirsiniz. Kapatamazsınız. Bunlar hep bizim sıkıntılarımız.

Bir de balıkçı barınakları sorunu var. Yanaşacak yer bulamıyoruz. Her yer yat limanı oldu yanaşacak yer bulamıyoruz. Tamam yat da olsun para kazanın fakat 50 metre bir rıhtım bırakın. Yanaşmaya balık boşaltmaya bir yer yapın ki balıkçılarda geçimini sağlasın. Kooparatiflerin içinde gerçek balıkçı da kalmadı. 3-5 gerçek balıkçı var onlarda bu şekilde mağdur ediliyor. Biz de masada olalım ve birlikte konuşalım. Hopa’dan Samandağa kadar bu sorunu yaşıyoruz.

“TOPLANTININ ADRESİ ANKARA”

Her yer koruma alanı ilan ediliyor. Amaç bizi bitirmekse bu söylenmeli. Sürekli yetiştiricilik övünüyor. Biz beraber yola çıktık. Yetiştiricisi de olacak avcısı da olacak kıyı balıkçısı da ve endistüriyel balıkçılıkta olacak. Biz aynı tavanın balığıyız.

Toplantının yeri bir sahil kasabası değil Ankara’dır. Çünkü gelen Mersin’den de gelecektir, Sinop’tan da gelecektir, Trabzon’dan da Rize’den de gelecektir. Ama bu iş sadece bu toplantıyla kalmamalı. Biri bir iş yapıyorsa destek vermek lazım. Kahvede çay içerek bir şey çözülmez.

“BALIKÇILIK SEKTÖRÜ CEZA İLE İDARE EDİLMEZ”

Barış KARADENİZ

Toplantıya katılan Sinop CHP Milletvekili Barış Karadeniz, yaptığı konuşmada balıkçıların sorunlarını dinlemek için toplantıya katıldığını ifade etti. Sinop’ta balıkçılığın içinde büyüdüğünü kendilerinin de bir tekneleri olduğunu belirten Karadeniz, “Balıkçılık sektörünün ceza ile yürütülemeyeceğini bu sektöre sahip çıkılması gerektiğini de biliyoruz” dedi.

Karadeniz, şu sözleri kullandı:

Buraya galişimin sebebi konuşmak değil balıkçıların sorunları dinlemek. Ben bir çözüme hep beraber ulaşmanın derdindeyim. Sinop balıkçılık kenti. Bizim de bir kayığımız var. Hayatımız balıkçılığın içinde geçti bu nedenle sorunların büyük bir kısmını zaten biliyorum. Çoğunuzun bildiği gibi bir harekette biz başlattık. Hopa’dan Samandağ’a kadar tüm limanlarda balıkçıların sorunlarını dinlemek istiyoruz. Burada sorunları tesbit etmek ve bir rapor hazırlamak istiyoruz. Burda tek derdimiz ileride hep ihmal edilen balıkçılarımızın bir bakanlığının olması. Sadece genel müdürlük olarak değil Balıkçılık ve Denizcilik Bakanlığı ile balıkçılarımıza sahip çıkmak.

Dertlerin ve sorunların büyük olduğu kadar para cezalarının da büyük olduğunu biliyorum. Balıkçılık sektörünün ceza ile yürütülemeyeceğini bu sektöre sahip çıkılması gerektiğini de biliyoruz. Bu sorunların da çözümü noktasında meclise taşıyacağıma hepinize söz veriyorum. Beni bir kardeşiniz olarak görün. İllerinize geleceğiz barınaklarınıza geleceğiz. Bunu siyaseten görmeyin. Biz size sahip çıkacağız siz de bize sahip çıkın. Bu sorunları elbirliği ile çözeceğiz. Şimdi teknemiz Hopa’ya gidiyor. 5 Temmuz’da Hopa’dan başlayıp Samandağ’a kadar gideceğiz. Fazla konuşmak istemiyorum çünkü sorunlar büyük zaman dar. Bizi davet ettiğiniz iççin teşşekür ederiz.