Published
3 yıl agoon
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz yazdığı yeni kitabı “Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik” adlı kitabı okuyucusuyla buluştu. Kitabın ilk imza günü Rahmi Koç Müzesi’nde Sadun Boro’nun kızı Deniz Kısmet Polat ve usta denizci ve gazeteci Necati Zincirkıran’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetlinin katılımıyla yapıldı.
Gürdeniz kitapta “Mavi Vatan” ve “Toprak Gemi Anadolu” kavramları çerçevesinde Türkiye’nin denizcileşmeye ihtiyacının önemini tarihsel, toplumsal, kültürel, siyasal, askeri ve psikososyal boyutlarıyla geniş bir perspektiften ele alıyor. Kitap bir diğer bölümündeyse denizcilik görgüsü kapsamında örf, âdet, gelenek, nezaket kuralları, bayrak disiplini, marina, usturmaça kültürü, denizcilerin tutum ve davranışları gibi konulara rehberlik ediyor.
Rahmi M. Koç Müzesi’nde çok sayıda deniz tutkununa hitap eden Gürdeniz, “Kitabı merhum Sadun Boro’ya ithaf ediyorum.’’ dedi.
Katılımcılara kitap hakkında bilgiler veren Gürdeniz ‘’Denizde uyumu bilgi ve tecrübeye sahip olduğumuz varsayımı ile üç boyutta özetleyebilirim. İlki doğa ile; ikincisi teknoloji ile ve üçüncüsü insan ile. Bu üç uyum sağlanmadan denize çıkarsanız savaş gemisinde iseniz savaşamaz; ticaret gemisinde iseniz para kazanamaz, amatör denizci teknesindeyseniz huzurlu ve mutlu olamazsınız. Son tahlilde en kötü senaryoda batarsınız’’ dedi.
Denizde uyumu doğa, teknoloji ve insan eksenlerinde sentezlenmesi gerektiğine dikkat çeken Gürdeniz ‘’Denizde keyifli ve mutlu seyir, kültür ve görgü birikiminin sonucudur. Denizcilik kültürünü bilmek ve görgü kurallarına uymak denizdeki insanı daha mutlu ve huzurlu kılar.
Görgü kuralları denizde yazılı olmayan sözleşmelerdir. Görgü kuralları insanlar arasındaki ilişkileri kolaylaştırmayı ve çatışmalardan kaçınmayı sağlar. Gerek limanda gerekse denizde tekne gibi dar bir alanda uzun süre birlikte yaşamak zorundaysanız gerek tekne sahibi ve mürettebat gerekse misafirler denizde önce demokrasi kültürünü ve görgüyü bilmek zorundadır. Bu bilgi hayatı kolaylaştıracaktır’’diye konuştu.
Gerçek denizcinin, kendi güvenliğine ve huzuruna ek olarak başkalarının güvenliği ve huzuruyla da ilgilenmek zorunda olduğuna dikkat çeken Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, denizde ve limanda kısıtlı olanaklar ve doğayla denizin sınırlandırması içinde bulunan denizciler birbirlerine destek olmayı başarabiliyorlarsa bu başarıda şüphesiz denizde görgü ve nezaketin büyük rolü olduğunu söyledi.
Gürdeniz konuşmasına şöyle devam etti:
‘’Türk denizciliği denizde kültür ve görgü konusunda geri kalmıştır. Bu konuda kısıtlı da olsa kamu kurumları içinde donanma ve ticaret filosu için belirli bir birikimden bahsedebiliriz. Ancak amatör denizcilik alanında söz konusu birikimden bahsetmemiz zordur. Bu alanda gelişmiş denizci devletlerin kamu kurumlarının yanısıra yüzyıllık yelken ve denizcilik kulüplerinin geliştirdiği birikimin benzeri ülkemizde mevcut olmadığından, bir nevi karmaşanın düzeni diyebileceğimiz kendine has bozuk bir sistem ortaya çıkmıştır.’’
‘’Denizcilik kültürü sonsuz bir okyanustur’’
Denizcilik kültürünün ve görgüsünün sonsuz bir okyanus olduğunu belirten Gürdeniz, denizi kalbi, aklı ve ruhuyla seven bir insanın denizden ve yarattığı kültürden uzaklaşamayacağının altını çizdi ve ‘’Gelecek kuşakların bizlerin yaşadığı düzensizlik ve karmaşadan uzak kalması için amatör denizcilikte usul, eylem, kültür ve görgü bütünlüğü ile kurumsallaşmayı başaralım.’’ dedi.
Kitabı yazması için Rahmi Koç’un teşvik ettiğini de belirten Gürdeniz ‘’Kitabı merhum Sadun Boro’ya ithaf ettim. Derin kültürel birikimi, herkese örnek denizcilik görgüsü, karmaşık ve zor durumlardaki bilgeliği, 10 metrelik telsizi ve tuvaleti dahi olmayan kısmet yelkenlisi ile tüm okyanusları aşacak cesareti, tüm türk dünyasını taçlandıran yerküreyi denizler üzerinden dolaşabilme öncülüğüyle, amatör denizciliğimizin kutup yıldızı merhum Sadun Boro’yu sonsuza kadar hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz.’’ diye konuştu.
‘Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik’ adlı kitabın kapağındaki Savarona’nın kullanılmasının nedeni de açıklayan Gürdeniz ‘’Kitabın kapağında Savarona’nın kullanılması iki amaca yöneliktir. Türk denizciliğinin ve cumhuriyet donanmasının kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e sözde değil özde sadık olmaktır. İkincisi Savarona’nın beyaz bir kuğu olarak denizde kültür ve görüyü sembolize etmeye layık en değerli gemi olmasıdır. Bu kapsamda her platformda ve ortamda Savarona’nın en kısa zamanda bir müze olarak Dolmabahçe sarayı önünde yerini alması dileğimi vurgulamak isterim” dedi.
‘’Bu kültürün farkında olmalıyız’’
Sadun Boro’nun kızı Deniz Kısmet Polat ise, “Türkiye’nin büyük bir denizcilik kültürü var. Sadun ve Odo Boro’nun büyük bir hayali vardı. Evet, kısmet7i inşa ettiler kendi imkanlarıyla. Ama Haldun Simavi onlara sporsorluk yapmasa Necati Zincirkıran abimiz olağanüstü seyahati milyonlarca insana ulaştırmasaydı, sadece özel kişisel bir hikaye olarak kalıp tarihe gömülebilirdi. Ben doğduğum günden beri hep Kısmet’in hikayesiyle büyüdüm. Üstünde yaşadığımız bu olağanüstü toprak ve kavuştuğu denizler binlerce yıllık Nuh’tan bugüne argonotlardan İlyada efsanelerinden Turgutlardan, Barbaroslardan bugüne bizi taşıyor. Bu kültürün farkında olmalıyız. Kısmet’in bana kattıklarını düşündüm. Anladım ki deniz dinlemeyi öğretir. En büyük fırtına egonuzu yerle bir eder. Uyum gösterirseniz size koskoca bir dünyayı açar.” dedi.
Deniz Kısmet Polat’dan sonra söz alan ünlü gazeteci ve denizci Necati Zincirkıran da ‘Denizcilikte sadece yelkenli tekne sahibi olmak kafi gelmez. Denizci insanların denizci müesseselerin denizci zengin insanların denizciliğe kültür açısından da katkıda bulunmaları gerekir. Bu dünyanın her tarafında böyledir. Türkiye’de denize karşı büyük bir merak var. Sayın amiralimin ifade ettiği gibi o merakla beraber bu görgü ve bilgiyi tamamlayacak unsurların da gelişmesi lazım. Bu unsurlar işte kitaplar dergiler onun yanında gazetelerinde denizciliğe ve deniz hayatına yer açması gerekir’’ diye konuştu.
‘’Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik’’
“Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik içeriği ve özellikleri bakımından Türkiye’de kendi alanında benzeri olmayan bir çalışma. Cem Gürdeniz “Mavi Vatan” ve “Toprak Gemi Anadolu” kavramları çerçevesinde Türkiye’nin denizcileşmeye ihtiyacının önemini tarihsel, toplumsal, kültürel, siyasal, askeri ve psikososyal boyutlarıyla geniş bir perspektiften ele alıyor. Kitabın bir bölümünde Cem Gürdeniz edebiyattan arkeolojiye, gemi modelciliğinden su sporlarına denizcilik kültürünün gelişimini tüm unsurlarıyla anlatırken bir yandan da Türkiye’nin deniz gücünü ve denizcileşme sürecini tarihsel dönemlerine göre değerlendiriyor. Kitabın bir diğer bölümündeyse denizcilik görgüsü kapsamında örf, âdet, gelenek, nezaket kuralları, bayrak disiplini, marina, usturmaça kültürü, denizcilerin tutum ve davranışları gibi konularda rehberlik ediyor.”
İş Bankası ve ODTÜ’den “Deniz Kaşifi” ile Denizlerde Sürdürülebilirlik Çalışması
Bureau Veritas Yeniden Hizmet Vermeye Başlıyor
Kıran’da İTÜ ziyareti
Dali Konteyner Gemisine İhmal Suçlaması: ABD, 103 Milyon Dolar Tazminat Davası Açtı
Çin, ihtilaflı sularda 100 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfettiğini
Türk bilim kadınları Kuzey Buz Denizi’nde araştırmalarına devam ediyor
You must be logged in to post a comment Login