Connect with us

Yazarlar

Deniz Ticaretinde Gelecekte bir gün gelecek!

Published

on

Dünya Ticaretinin neredeyse %85’i deniz yolu ile yapılmakta. Hal böyleyken global anlamda büyük ölçüde deniz ticaretinde en aktif rolü üstlenen gemiler ve limanlar hem enerji kullanımı hem de kullanılan bu enerjiden açığa çıkan atıkların azaltılması ile ilgili son yıllarda birçok çalışma yapıldı, yapılıyor ve yapılmaya devam edecek. Gemilerin kullandıkları yakıtların sülfür oranlarına getirilen kısıtlamalar da bu yünde yapılan çalışmalardan sadece biridir.  

Kaptan Deha Aydın

Denizciliğin tarihsel gelişime baktığımızda ise deniz ticaretinin geçmişinde rüzgar ve insan gücü ile yürütülen gemiler ne kadar da çevreciymiş diyerek iç çekmiyor değilim bazen. Teknolojinin gelişimi katı yakıtların keşfiyle beraber çevreye, soluduğumuz havaya verdiğimiz zarar da artmaya başladı.  

Son yıllarda fazlasıyla gündemde olan “yeşil enerji” adı altında birçok sektörde yenilenebilir enerji kullanılmaya başlandı. Biz denizciler ise son zamanlarda yeşil-liman, yeşil-gemi, temiz enerji gibi kelimeleri sıklıkla duymaya başladık. Duymaktan öte bu alanlarda yapılan çalışmaları okuduk, izledik, seminerlerine katıldık. Peki nedir bu yeşil-liman, yeşil-gemi, temiz enerji terimleri… 

Petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlar yenilenemeyen enerji kaynaklarıdır. Gün gelir tükenirler. Güneş, rüzgar ve su gibi doğal kaynaklardan elde edilen enerji ise “yeşil enerji’’ yenilenebilir enerji kaynaklarındandır. Yeşil liman uygulamalarına en iyi örnek Hollanda’nın Rotterdam ve Amsterdam  limanları ve Almanya’nın Hamburg limanını örnek gösterebiliriz. Bu limanlar çevreye verdikleri zararı azaltmak amacıyla güneş ve rüzgar enerjisini kullanıyorlar. Yine bu limanlar aynı bilinçle işletilen gemiler için de indirimler uyguluyorlar. Limanların “yeşil enerji” kullanımı için teşviklerle destekleniyorlar. 

Tabi ki sadece “yeşil enerji” kullanılarak yeşil liman olunmuyor. Başlı başına bir bilinç meselesi. Liman çevresindeki deniz suyu kalitesinin iyileştirilmesi ve korunması, liman operasyonlarındaki atıkların minimize edilmesi, liman sahası içindeki sera gazı ve zararlı gazların en aza indirilmesi için yapılan çalışmalar, personelin bu konuda eğitimi ve işbirliği ile tam bir entegrasyondan bahsedebiliriz. Umarım gelecekte çok daha fazla yeşil liman göreceğiz. 

Aslına bakarsanız bu konu ile ilgili birazda hayal kurmak istiyorum. Yeşil bir limana yanaşmak isteyen armatörler, yeşil limanda yük operasyonu için heyecanlanan kaptanlar, daha verimli ve daha az atık gaz ile makinelerini yürüten başmühendisler olsun istiyorum. Bu limanlara yakışacak gemileri makineleri yapacak mühendisler, tersaneler olsun istiyorum. Olur mu evet olur. Öncelikle “yeşil enerji” bilincini iyi kavramamız gerekiyor. Bir yerlerden başlamamız gerekiyor… 

Bunu başaran kişilerden biri Türkiye Gemi İnşa Sanayiciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran. 

Pandemi salgınından dolayı online olarak tanıtımını yaptığı projeyi, Esenyel Hukuk Bürosu olarak ramazan ayında yaptığımız ziyarette bizzat römorkörün üzerinde bize tanıtırken yine aynı heyecanı ve gururu taşıyordu. 

Yerli imkanlarla ve %100 elektrik enerjisi ile çalışan liman römorkörü. Denizde çalışma hayatım boyunca farklı bir çok römorköre çıkmıştım. Ama bu farklı, şaşırtıcı derecede sessiz ve manevra kabiliyeti açısından diğerlerinden hiçbir farkı olmayan bir römorkör. Klima fanından gelen ses olmasa sıfır ses diyebiliriz. Başta Murat Kıran’ı ve bu projede emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Biraz daha hayal kurarsak bu tip römorkörlerimiz yeşil limanlarımızda yeşil gemilere hizmet edecek. Şu an belki uzak gibi geliyor ama Murat Kıran gibi girişimcilerimiz hayal kurdukça biz hayal kurdukça başaracağız. 

OTONOM GEMİLER

Zamanımızın ilerisi ile düşüncelere daldıkça aklımı kurcalayan diğer bir konu ise “otonom gemiler”. Birazda otonom gemilerden bahsedelim. Teknoloji ve robotik çalışmaların gelişmesine bağlı olarak sektörde, özellikle konteyner limanlarında otonom teknolojisi kullanılmaya başlandı. Çin ve Avrupa’da bazı limanlarda otonom kamyonlar halihazırda kullanılmakta ve fazlasıyla verim alınmakta. 

Geçtiğimiz yıllarda Norveç’li bir kimyasal firması yakın seferde çalışacak tam otonom 120 TUE’luk bir konteyner gemisi siparişi verdi. Pandemiden dolayı gecikmeler yaşanınca 2020’de suya inmesi planlanan gemi gecikmelide olsa suyla buluşacağı günü bekliyor. IMO’da otonom gemilerin düzenlenmesine ilişkin bir strateji planı paylaştı ve Deniz Güvenliği komitesinde otonom gemi çalışmaları gündeme alındı. Deniz Ticareti ile ilgili her zaman gündemde olan güvenlik, çevre kirliliği gibi konular “otonom gemiler” ile ilgili çalışmalara da hız vermiş gibi görünüyor. 

Peki biz denizciler ne diyoruz; kimimiz denizin doğası gereği insan zekasına ve gücüne ihtiyacı olduğu, tam otonom gemilerin fanteziden öte gidemeyeceğinden, kimimiz personelsiz gemilerin riskli olacağından, kimimiz işimizi kaybedeceğimizden, kimimiz korsan saldırılarına karşı en iyi önlem olduğundan falan bahsediyoruz. Biz bunları konuşurken Antalya Ares Tersanesi ve Meteksan Savunma firmasının üretimini yaptığı Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracı testlere başlıyor ve yine Aselsan ve Sefine Tersanesi işbirliği ile iki yeni insansız deniz savunma aracı projesine başlanıyor.

Biz, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda “Denizciliği Türk’ün milli büyük ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız” deyişini kendimize rehber edindiğimiz sürece yeşil limanlar, yeşil gemiler, otonom deniz araçları bizler için hayallerden çok daha fazlası olacaktır.  

Deha AYDIN

İstanbul Teknik Üniversitesi 1998 Güverte bölümü mezunu olan Kapt. Deha AYDIN yerli ve yabancı bayraklı deniz ticaret filosunda zabitlik ve kaptanlık yaptı. 

2010 yılından itibaren gemi kazaları, gemi hasarları, yük hasarları, deniz sigortaları konularında uzmanlaşan Deha Kaptan şu anda Esenyel Hukuk Bürosunda Denizcilik Danışmanı olarak çalışmaktadır.