TÜRDEF Yönetim Kurulu Başkanı Arif Bostan, denizcilerin haklarını iyileştirmek için yaptıkları çalışmaları Filika Haber’e anlattı. Bostan, iyileştirilmelerin özellikle şimdilik ‘yıpranma hakkı’ ve ‘Yeşil Pasaport’ üzerine çalıştıklarını söyledi.
Biz Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) olarak Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER) ile bunun altyapısını oluşturduk diyen Bostan, “En son geldiğimiz noktada Ankara’ya sunulmak üzere dosyalarımız hazır. Burada özellikle ‘yıpranma hakkı ve yeşil pasaport’tan söz ediyoruz” dedi.
‘İŞ YERİNİZ ÇELİKTEN BİR ODA’
Yıpranma hakkına sahip olan meslekleri kapsayan şartların neredeyse tamamı biz denizciler için mevcut diyen Arif Bostan şöyle konuştu:
Yangınla mücadele ve kimyasallarla çalışma olumsuz doğa koşulları bu durumun en iyi örnekleri ve bu örnekler çoğaltılabilir. Günün 24 saati çalışılıyoruz. İşyeriniz bir daire odası değil çelikten bir yapıda yaşanılıyor. En yakın kara parçasına millerce mesafe uzaktasınız. Size ne kolluk kuvvetleri ne de acil durum ekipleri yardım edebilir. Bunun üzerine bir de insan faktörleri ekleniyor. Gözden kaçan ve psikolojik sorunlar yaşayıp diğer denizcilere saldıran denizciler de var. Bu noktada biz denizcilerin yıpranma hakkının diğer bir çok meslekten fazla hakettiğini düşünüyoruz. Son bir ay içinde iki meslektaşımızı kaybettik. Draft okumaya indiklerinde hayatlarını kaybettiler. Normal çalışan insanların böyle riskleri olmaz. Tonlarca asit taşıyoruz ama karada asitle çalışanlar yıpranma hakkına sahipken biz denizcilere bu hak sağlanmış değil.
Yıpranma hakkı tabiki donatana bir yük oluşturuyor. Fakat benim yaptığım görüşme ve araştırmalara göre bunlar karşılanamayacak rakamlar değiller. Devlet tarafından destek sağlanarak donatanın yükü hafifletilebilir ve hayata geçmesi sağlanabilir.
‘Yıpranma hakkı esas alındığı zaman devlet nasıl bir katkıda bulunabilir? Bu desteğin devlet için nasıl etkileri olur?’ sorumuza ise Bostan şu ifadelerle cevap verdi:
Devleti yöneten hükümet olaya işsizlik olarak bakması gerekir. 25 sene değil de 20 senede emekli olacak çalışanlar. Çalışanlar emekli olunca onların yerine yeni kimseler gelecek ve gençlerin önü açılacak. İstihdam yaratılacak ve işsizlikle mücadelede önemli bir adım atılmış olunacak.
Ayrıca yabancı bayraklı Türk gemilerinde ya da yabancı bayraklı yabancı gemilerde çalışan Türk personelden sigorta primi alınmaya karar verildi. Eğer bu tespit edilirse bu prim ödenecek. Fakat yıpranma hakkı insanlara tanındığı zaman denizciler gelip kendileri bu primi ödemiş olacaklar çünkü onların da bu noktada kazançları oluyor. Hem devlet hem denizciler için iyi bir kazan-kazan durumu. Yabancı donatanlı gemilerde çalışanlar bir kazançları olmadıkları için prim ödemek istemiyorlar. Bu proje zaten hükümetin gündeminde var.
Biz şimdi Deniz Ticaret Odası (DTO) ve Armatörler Birliği ile de görüşeceğiz. Eminimki tüm camia için hayırlı kararlar alacağız. Şimdiye kadar bu konuyu konuşma fırsatı bulamadık ama ilk gerçekleştireceğimiz toplantıda bu konuyu da gündeme getireceğiz .Bizim isteğimiz denizcilerin haklarına kavuşmasını sağlamak.
‘DEVLET ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI’
Devletin ve donatanların birlikte çalışması gerekir. Yıpranma hakkı emekliliğe teşvik olacak ve bu donatanı da istedikleri genç personele yöneltmiş olacak. Bu gençleşen kadro donatan için önemli bir konu. Devlet burada elini taşın altına koyabilir. Mesela bir puan artacaksa prim bunun yarısı devlet desteği olabilir.
‘KAYBEDİLEN PARA MİLLİ SERVET’
Açıklamaları sırasında TÜRDEF Yönetim Kurulu Başkanı Arif Bostan, Yeşil Pasaport konusunda da detaylı bilgiler paylaştı. Yeşil Pasaportun özellikle sermayedar ve devlet açısından önemini vurgulayan Bostan sözlerine şöyle devam etti:
Yeşil Pasaport konusunda sermayeder açısından bakarark şöyle bir örnek verebiliriz;
A limanından bir yaralanma, vefat ya da buna benzer herhangi acil bir durum yaşandı. Bu durum için gemiye birilerinin gitmesi ve geminin limandan ayrılması lazım. Günlük kiraları 10 bin dolardan 100 bin dolara kadar düşünebiliriz. Burada bahsettiğimiz para tamamen milli servet. Söz konusu limana birini göndermek isteseniz vize işlemleri ve yol süresi olarak en az üç gün kayıp var. Geçen her gün zarar olarak haneye işliyor. Bu örnek hem çarpıcı hem de durumun önemini belirten örneklerden biri.
Bir diğer husu Türk Bayrağı taşıyan gemiler Türk toprağı sayılıyor. Bu gemiyi yöneten insanlar da bir ilin valisi, kaymakamı veya yöneticisi gibi çalışıyorlar. Oradaki yetkililer gemiyi ve Türk Bayrağı’nı temsil ediyorlar. Bu nedenle gemiyi yönetenler bu hakkın en önemli sahipleri. Yeşil Pasaport özellikle kilit personel için elzem bir durumda. Verilebiliyorsa tüm personele verilsin fakat kilit personel için Yeşil Pasaport gerekiyor.
‘DENİZCİLİK KANUNU HAZIRLANMALI’
Yaptığımız çalışmalarda İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile görüşeceğiz. Bir Denizcilik Bakanlığı yok. Burada hepsi olabilir fakat biz yönetmeliklerle yönetiliyoruz. Bir kanun olsun ve denizciler bu kanuna göre yönetilsin. Denizcilik neden kanunlarla düzenlenmesin. Denizcilik Bakanlığı olmasa da bir kanunumuz olmalı. Böyle bir kanun her gelenin elini işe sokmamasını sağlar.
Denizcilik bu ülkeye en çok katkısı olan sektörlerden biri. Pandemi döneminde tüm sektörler kapanmış durumdayken denizciler çalışmaya devam etti. Çalışırken yine ölümle burun burunaydık. Gemide vefat edenler, ailesinden uzak kalanlar, limalara alınmayıp gemide mahsur bırakılan onlarca personel oldu ve bunun ceremesini yine denizciler çekti.
‘MART AYINDA ANITKABİR ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ’
Biz TÜRDEF olarak doğal yapısından gelen tüm denizcilerin haklarını çözmeye çalışıyoruz. Herkesin sorununu dinleyeceğiz ve herkesin sesi olmaya çalışacağız.
Bunların dışında Atamıza duyduğumuz saygı ve sevgiden dolayı önümüzdeki ay Anıtkabir ziyareti yapacağız. Gerekli başvularımızı yaptık başvurular sonuçlandığı zaman ‘Türkiye’nin dörtdenizi ve denizcileri Atasıyla buluşuyor’ sloganıyla ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Burada sadece TÜRDEF değil aynı zamanda diğer üye dernekler de bizimle olacaklar.
You must be logged in to post a comment Login