Expomaritt Exposhipping 2023, ülkemiz ve dünya denizcilik sektörünün bir çok önemli ismini bir araya getirmekle beraber alanında uzman kişilerce verilen oturumlarla da ilgi çekti. Fuarın üçüncü gününde düzenlenen ‘Yeşil Gemi ve Düzenlemeleri’ konulu oturum da yoğun ilgi gördü.
Oturumda Denizcilik Hukuku’nun önde gelen bürolarından Esenyel & Partners’dan Av. Türker Yıldırım da konun ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi.
Yıldırım konuşmasında, 2030 sonrası ‘Yeşil Gemi’ uygulamasına geçileceği için oturumun özellikle önemli olduğunu belirterek geçmiş ve gelecek dönemlere yönelik bilgiler verdi. Aynı zamanda Yıldırım, sıfır karbon emisyonlu yeşil gemilerin finansmanlarıyla alakalı bilgilendirmelerde de bulundu.
‘KARBON EMİSYON VERİLERİ KREDİYİ ETKİLİYOR’
Dünyayı etkisi alan koronavirüs salgınınndan sonra denizcilik sektöründe değişimler ve gelişmeler yaşandığını belirten Yıldırım, “Pandemiden sonra navlun fiyatları arttı ve gemi finansmanı önem kazanmaya başladı. 2030’lu yıllardan itibaren yeşil gemi uygulamasına geçilecek olması nedeniyle tecrübeli ve büyük Türk armatörler de filolarını yenileme kararı verdi. 2030’lu yıllarda uygulamaya geçecek düzenlemeler ile çok daha sıkı yeşil gemi arayışına gireceğiz. Yeşil gemiler karbon ayak izini aşağıya çekecek. Fosil yakıt yerine alternatif yakıt kullanan gemiler bunlar. Sualtı görültüsünü de dikkate alarak çevreye zarar vermemeyi hedefliyor yeşil gemiler. Bunlar deniz taşımacılığının önemli bir parçası haline gelecek. Ancak bunu sağlamak için bu gemilerin finansmanı gerekiyor. Uzun vadede finans kuruluşları gemilerden karbon salınımı dahil veriler talep ederek bunlara göre krediyi onaylıyor ya da onaylamıyor. 2023 yılı itibarı ile Avrupa’da finansör ve bankalar bir standart belirledi. Gemileri çevreye duyarlı bir şekilde dönüştürseniz ve bunu sağlarsanız, gemilerin karbon emisyonu hakkında bankalara veri verirseniz ancak kredi kullanabiliyorsunuz. Bu durum Avrupa Birliği’ndeki finans kuruluşlarının kredi notunu belirlemeye dahil etkili hale geldi” dedi.
‘ÜLKELER KAMU FİNANSMANI AYIRIYOR’
Fransa’nın konuya özel bir kamu finansmanı ayırdığını belirten Av. Türker Yıldırım, “Şu anda total emisyon oranı yüzde 3 denizcilik taşımacılığının. Ülkeler, uluslararası kuruluşlar artık sizi sürdürülebilir deniz taşımacılığına doğru zorluyor. Maersk 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefine sahip. IMO da, yaptığı açıklamda 2030 yılına kadar deniz taşımacılığında karbon yoğunluğunu 2008’e kıyasla azaltma hedefleri olduğunu belirtti. Bunun üzerine Fransa bir girişim başlattı ve kamu finansmanı ayırdı. Denizcilik sektörünü karbonsuzlaştırma adımları doğrultusunda inavasyonu destekleyeceğini açıkladı.
‘DENİZLERİMİZ SÜREKLİ OLARAK DENETLENİYOR’
Konuşmasında Marmara Denizi üzerinde deniz kirliliğine de değinen Yıldırım, müsilajdan sonra konunun daha özverili bir şekilde ele alındığını söyleyerek, şunları ekledi;
Denizciliğin doğası gereği istemesek de denizleri kirletiyoruz. Suya sintine basıyoruz, katı atıkları denize atıyoruz. Uluslararası kuruluşlar bunlara karşı önlemler alıyorlar. Bizim de Çevre Kanunu’nun 20. Maddesi var. Marmara’da korunması gereken yerler var. Çevre kirliliğinin engellenmesine dahil özel bölgeler var. Müsilajdan sonra Marmara Denizi İstanbul Boğazı çevresi özel bölge statüsüne geldi. Özel çevre bölgesi ilanıyla birlikte Marmara Denizi etrafında herhangi bir kirlilik meydana gelirse ceza 2 katı olarak uygulanıyor. 2020 yılından önce otoritenin çevre kirliliğinin tespiti için geminin etrafına gelip numune alıp numune sonucunu bekleyip ona göre ceza kesmesi gerekiyordu. Ama artık numune zorunluluğu yok. Sadece fotoğraf ve video kaydı ile ceza kesilebiliyor. Körfezlerde belediyeler ve çevre müdürlüklerine ait çok sayıda uçak var. Bunlar sürekli çevreyi denetliyorlar. Müsilaj döneminde bununla ilgili çok sıkıntı çektik. Başka gemilerin çevreyi kirletmesinden sebep yerli armatörlerin gemilerine cezalar kesildi. Bunlara karşı mahkemelere başvurduk.
You must be logged in to post a comment Login