Connect with us
istanbul escort kuşadası escort bayan bursa bayan escort

Güncel Haberler

Av. Selçuk Esenyel: Bir ülkenin denizciliği kabotajla gelişir

Published

on

Türkiye’nin denizlerdeki bağımsızlığının göstergesi olan Kabotaj Bayramı’nın bu yıl 95’incisi kutlanıyor. Türkiye’nin kendi limanlarındaki ayrıcalıklardan sadece Türk vatandaşların yararlanmasını sağlayan Kabotaj Kanunu şüphesiz ki ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor. Kabotajın Türkiye ve Türk denizciliği için önemini ülkenin önde gelen Deniz Hukuku bürolarından Esenyel & Partners Hukuk Bürosu Kurucu ortağı Selçuk Esenyel ile konuştuk. Esenyel, Kabotaj Kanunu’nun bir çok alanda sağladığı maddi faydalara dikkat çekerken, “Bir ülkede denizciliğin gelişmesinin en önemli faktörlerinden biri kabotajdır” dedi.

KABOTAJ BAYRAMI’NIN ÖNEMİ ANLAŞILMIYOR”

Av. Selçuk ESENYEL

Öncelikli olarak Kabotaj Bayramı diğer bayramlara nazaran gölgede kalsa da çok önemli bir bayramımız. Ben Kabotaj Bayramı’nın öneminin anlaşılmadığını düşünüyorum. Bildiğiniz üzere Osmanlı İmparatorluğu zamanında verilen kapitülasyonlar sebebiyle Türk liman ve karasularında gemi işletme, insan ve mal taşıma hakkı yabancılara da tanınmıştı. Bu sebeple Türk karasuları ve limanlarında yabancı bandıralı gemilere de bu haklar tanınmış oldu. Bu da Türk denizciliğinin gelişmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyordu. Bu 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Anlaşması’nda bu kapitülasyonlar lağvedilene kadar sürdü.

Lozan Barış Anlaşması sonrası bu kapitülasyonlardan kurtulan Türkiye Cumhuriyeti 19 Nisan 1926 yılında çıkarılan Kabotaj Kanunu uyarınca, Türk karasuları ve limanlarında insan ve mal taşımacılığı Türk vatandaşlarına ve Türk bandıralı gemilere geçti. Kabotaj Kanunu dünyadaki bir çok ülkede var. Bununla birlikte çok büyük önem de arzediyor.

Kabotaj Kanunu’nun tarihinden gerçekleşme sürecinden bahseden Av. Selçuk Esenyel denizcilerin bu bayramın önemine hasıl olduklarını fakat Türkiye’nin geneli için bu durumun aynı olmadığını söyledi. Esenyel şu ifadeleri kullandı:

Türkiye’nin 8333 kilometre kıyı şeridi var. Bir yarım ada ülkesi olan Türkiye denizcilik faaliyetlerinin, bu faaliyetleri sadece iki liman arasında yük taşımak olarak da düşünmemek lazım, Türk işletmecilerin elinde olması Türk denizciliğinin gelişmesi ve milli ekonomi açısından da çok önemlidir.

KENDİ KARASULARIMIZDA YABANCILARLA REKABET ETMEK YANLIŞTIR”

Kabotaj Kanunu yürürlüğe girmeden önceki durumu açıklayan Esenyel, Osmanlı zamanında da denizciliğin sadece yabancılar tarafından yapılmadığını fakat kapitülasyonların sömürülerek bazı alanlarda tekelleşmenin başladığını da sözlerine ekledi.

Konuşmasının devamında Kabotaj Kanunu’nun ülke ekonomisine katkısından da bahseden Esenyel, sözlerine şöyle devam etti:

Kabotaj Kanunu’ndan önce denizciliği sadece yabancılar yapmıyordu. Fakat Osmanlı’da çöküşün başlamasıyla birlikte kapitülasyonları yabancı ülkeler daha şiddetli bir şekilde kullanmak ve özellikle yurtiçindeki limanlarda taşımacılık yapmak suretiyle tüm geliri kendilerine alıyorlardı. Bu durumu sadece gemi olarak düşünmemek lazım. Bu gemilerde çalışan Türk personeller, zabitlerden çarkçılara ve liman çalışanlarına kadar tüm işçileri düşünürsek ciddi bir ekonomik kayıbın olduğunu da görebiliriz. Bununla birlikte yabancı denizciler bir takım bölgelerde tekel haline gelecek şekilde de oluşumlar gerçekleştirmişlerdi. Şunu söylemek gerekir ki bir ülkede denizciliğin gelişmesinin en büyük faktörlerinden biri kabotajdır. Önce kendi iç sularımızda yani akarsularımızda dahil olmak üzere bu taşımacılığın sadece Türk vatandaşları tarafından yapılması ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlıyor. Katkı sağlamakla birlikte denizciliğin de yetişmesine fayda sağlıyor. Burada denizciliği tecrübe eden firmaların uluslararası arenaya çıkmasına olanak tanıyor. Denizcilerin bu limanlarda çalışmasıyla ayrıca bir istihdam ve nitelikli personel yetişmesi de bu faydaların arasında. Kendi liman ve karasularınızda yabancılarla rekabet etmek hem ekonomik hem siyasi olarak zaten yanlış olacaktır.

KABOTAJ OLMADAN PETROL VE DOĞALGAZ DAHİ ARAYAMAZDIK”

Kabotaj Kanunu’nu hukuki açıdan da değerlendiren Esenyel, Kabotajın yeterli olduğunu bizim denizciliğimize yatırım yapmamız gerektiğini vurguladı. Esenyel, şöyle devam etti:

Son dönemlerde özellikle son 10 yıldır, yabancıların yine türk karasularında bir takım ortaklıklarla bu işi yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bunun yasal olarak önünde bir takım engeller var. Mesela Türk Bayrağı çekme hakkına ilişkin düzenlemeler mevcut. Buna örnek vermek gerekirse, bayrak çekmek için Türk Firması olmak zorunda ya da bu firmanın yüzde 51’inin bir Türk’e ait olması gerekiyor. Bu gibi sınırlamalarla yabancılar ne kadar burada iş yapmak isteselerde yanlarında çoğunluğu Türk olan bir ortak almalarını gerektiriyor. Bu da bu işin hukuki tarafı. Yabancılar bu şartlara uygun olarak burada çalışabiliyorlar. Fakat dediğimiz gibi her daim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının egemen oldukları ortaklıklar bunlar.

Son bir kaç senedir uluslararası arenada gerek petrol gerekse doğalgaz aramaları için çok ciddi mücadeleler vermekteyiz. Düşünsenize bu işleri kendi karasularımızda yapamayacak durumda olabilirdik. Mesela Akdeniz ve Ege’de başka ülkelerle mücadele ederek bu faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Kabotaj Kanunu olmasaydı karasularımızda doğalgaz ve petrol arama hakkı bile elimizde bulunmayabilirdi. Bu bağlamda da Kabotaj Kanunu çok önemlidir.

Hali hazırdaki haliyle Kabotaj Kanunu yeterli seviyededir. Tabi bunu sadece kabotaj olarak düşünmemek lazım. Bizim denizciliğimize yatırım yapmamız lazım. Bizim denizci yetiştirmemiz lazım. Çünkü baktığımız zaman denizle bu kadar haşır neşir olan bir ülkeden yetişen denizci ya da armatör sayısının az olduğunu düşünüyorum. Diğer ülkelere bakacak olursanız mesela bizden çok küçük olan Ukrayna denizci yetiştirme sayısında bizden çok ileride. Bunu hem yeterlilik hem de gemiadamı açısından söylüyorum. Bizim buraya yatırım yapmamız gerekir. Kabotaj’da şu an herhangi bir engel yok Kabotajın bir iyileştirmeye de ihtiyacı yok. Bizim Türk denizciliğini geliştirmemiz gerek. Bunu yaptıktan sonra Kabotaj ve denizcilik kendiliğinden iyileşecektir.

HEDEFİ VE HAYALİ OLANLAR YOLDAN SAPMAZLAR”

Kendisine gençlere yönelik tavsiyelerini sorduğumuz Av. Selçuk Esenyel, teknolojinin de beraberinde getirdiği sorunları da hatırlatarak, gençlerin kendileri için bir hedef koyup o hedef için çalışmaları gerektiğini söyledi. Esenyel, sözlerine şu ifadelerle son verdi:

Bu soruya hazırlıksız yakalandım. Ama genel olarak bir sorundan bahsedip tavsiyeye geçeyim. Malesef özellikle yeni jenerasyon teknoloji ve sosyal medyanın etkileriyle daha kolay mevki ve para sahibi olmak için kısa yollara yönelmeye çalışıyorlar. Bazı şeylere daha hızlı sahip olmaya çalışıyorlar. Şunu söyleyebilirim ki bir şeye emek vermeden, çalışmadan, vakit harcamadan yani alınterini dökmeden yapabilmek en mümkün ne de kolay. Bu noktada kendimizi biraz çalışmayı terkediyor gibi görüyorum. Emekten vazgeçip kolaya kaçmaya çalışıyoruz gibi. Ben de kendimi gençlerden görüyorum ve burada gençlere tavsiyem kendilerine bir hedef koymaları. Hedefi ve hayali olan insanların hayatta yoldan çıkması ve sapması mümkün değildir. Ben buna hep inanmışımdır. Gençler kendilerine belirledikleri hedef doğrultusunda vakit kaybetmeden ve yılmadan ilerlemelidir. İnanıyorum ki dileyen ve çalışan bir insan isteklerine günün sonunda ulaşacaktır. Sabır ve çalışma bu anlamdaki temel unsurlardır.